Merhabalar, bestseller olmuş bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Bundan 1 ay kadar önce bu kitabı D&R indiriminden aldım. Aslında bu aralar sadece kafa yormayan beni dinlendirebilecek kitaplar arıyordum. Bu kitap çok iyi geldi. Anlatılan dönem Roma İmparatorluk Dönemi'nin başları olunca hemen aldım. Aslında bu kitabı okuyunca birçok şey öğrendiğimi ve bilmediğim şeyleri araştırma imkanı bulduğumu fark ettim. Yazar da anladığım kadarıyla tarihçi ve birçok kazıya katılmış biri. Çünkü o döneme ait zamansal kesitleri çok doğru şekilde verdiğini ve bu konuda bir hayli bilgili olduğunu gördüm. Bunun yanı sıra kitabın kurgusu da bir hayli iyiydi. Kitabı okurken yaşanan atmosferden dolayı Hellenistik Devir krallıklarına yeniden gitmemi sağladı. Seleukoslar, Ptolemaioslar o dönem yaşanan olaylar, savaşlar, kültür akımı. Neyse kitabın konusuna gelecek olursak, Ptolemaios Krallığının son temsilcisi olan 7. Kleopatra tarihçiler arasında güzel olmadığı söylense de bilinen bir gerçek var ki Kleopatra'nın çok zeki ve kültürlü bir kadın olmasıdır. Neredeyse 7 dil bilen, Hellence'nin yanı sıra Latince'ye de hakim ve kitap okuyan entellektüel bir kadın. Kleopatra'yı bu kadar özel yapan ise Roma'nın iki önemli büyük ismiyle aşk yaşamış olmasıdır. Julius Caesar ve Marcus Antonius. Özellikle Marcus Antonius ile yaşamış olduğu aşk çok konuşulmuş. Marcus Antonius bu aşk yüzünden Roma'da bayağa tepki görmüştür. Birçok yazar onların aşkını yazmıştır. Shakespeare'ı bile buna örnek verebiliriz. Kitabın asıl konusu ise, Kleopatra'nın Marcus Antonius'tan olan çocuklarından biri olan Kleopatra Selene'nin yaşamı ve o dönemin Roma'sıdır. Kitap, Selene'nin Actium savaşından ve annesi ile babasının ölümünün ardından ikiz kardeşi Helios ve küçük kardeşi Ptolemaios ile Roma'ya götürülmesiyle başlamaktadır. Burada onları Mısır'dan çok farklı bir yaşam beklemektedir. Kadınların sadece evde geçen yaşamları, kendilerini çocuklarına adamaları, evin günlük işlerine hakim olmaları gibi. Kleopatra Selene için Roma her açıdan farklı gelirken, Mısır'daki yaşamını özlemekte ve Roma'da Mısır'ı hatırlatacak ve oradaki günlerine bağlı kalacak bazı izler aramaktadır. Agustus'a olan öfkesi zaman içinde geçmezken, bir gün Mısır'a geri dönüp annesinin krallığını tekrardan yönetebilmeyi daha doğru ikiz kardeşi Helios'un yönetebileceğini hayal eder. Bir gün Agustus'un onları geri yollayacağını düşler. Fakat yaşadıkları olaylar karşısında bunun olmayacağını fark ederek, Roma'ya ayak uydurmaya başlar. Bu konuda da Agustus'un kardeşi, Marcus Antonius'un eşi yani Kleopatra'nın üvey annesi Octavia'dan çok destek görür. Kitaptan açıkcası çok etkilendim. Aslında Agustus Dönemi'nin her açıdan çok zengin olduğunu gördüm. Mimar Vitrivius, Vergiulus, Horatius, Ovidius gibi önemli isimlerin onun döneminde yaşamış olması, Roma'nın yeniden inşaası, tuğla kaplı kentin mermer bir kente dönüştürülmesi, İmparatorluk dönemine geçilmesi bunların hepsi Agustus dönemine ait kesitler. Bu kitapta da bunlara da yer veriliyor. Aslında Roma'nın tarihi panoramik bir şekilde anlatılıyor. Film kesiti gibi. Ben okurken çok zevk aldım. Sizin de alacağınızdan eminim. Kitapta geçen kişilerin kimler olduğunu ise arkadaki notlarda açıklanmış. Herkese iyi okumalar.
Sevgiler
Bellanomisma