26 Şubat 2012 Pazar

Beyazlı Kadın/ Wilkie Collins


Merhaba, Wilkie Collins'in yazmış olduğu Beyazlı Kadın, polisiye-roman türünün ilk örneğini oluşturmaktadır. Yazarın diğer kitabı olan Ay taşı adlı roman, Beyazlı Kadın gibi çok sevilmiş ve yazara ün kazandırmıştır.Yazar ingiliz, dönem 18-19 yy olunca kitabı direk aldım ve okumaya başladım. Bu kitapla tanışmamı sağlayan Sevgili Selmin Abla'ya bir kere daha tesekkürler. Can Yayınlarının klasik dizisi altında çıkan Beyazlı Kadın adlı roman, şu an  bütün kitapçılarda bulabilirsiniz. Kitabı alalı neredeyse 4 ay oluyor ve ben 4 aydır bu kitabı okuyorum. Bunun nedeni, kitabın bitmesine kıyamamam. Akşamları yatmadan ve sabahları ise kalktığımda okuduğum ilk kitapların başında gelmektedir. 

Kitabın konusuna gelince, Mr. Fairle adında zengin, aristokrat bir adamın kızı olan ve  Limmeridge Malikanesinde ablası Miss Halcombe ve amcası Mr. Frederick Fairle ile yaşayan Miss Laura Fairle'nın etrafında gelişen olaylardan oluşmaktadır. Beyazlı Kadın olarak adlandırılan Miss Anne Catrick ile inanılmaz benzeyen  Laura Fairle'nın arasında olan esrar perdesi kitap boyunca devam etmektedir. Laura Fairle'nin daha sonra Mr. Glyde adlında para avcısı, sert mizaçlı adamla olan evliliği ve Onun ardında gelişen olaylar, kitabın sonuna kadar sürmektedir. Fakat Laura sevdiği adam olan Mr. Hartright unutamamaktadır. Mr. Hartright, İngiltereye dönüşünden sonra perde arkasında dönen bütün oyunları tekrar gün yüzüne çıkartmaya başlamasıyla kitapta birçok gerçek yeniden aydınlanmaya başlar. İngiliz Edebiyatını seven herkesin bu kitabı mutlaka okumanızı öneririm.  İyi okumalar diler ve okuduktan sonra yorumlarınızı beklerim.

18 Şubat 2012 Cumartesi

Mrs. Dalloway/Virginia Woolf- Saatler/ Michael Cunningham


Merhabalar, bu sefer size iki kitap tanıtacağım. Biri İngiliz Edebiyatı'nın mihenk taşlarından Virginia Woolf'un ünlü kitabı Mrs. Dallıway; diğeri ise çok ödüllü Amerikalı yazar Michael Cunningham'ın kitabı Saatler. Birinci kitabı kitap kulübü için okuduk. Diğerini de ben kendim özel olarak okudum. Mrs. Dalloway ilk başlarda okurken beni yordu, hatta bunaldığım yerleri oldu. Bu nedenle kitabı bir kenara bıraktım ve Saatler adlı kitabı okumaya başladım. Mrs. Dalloway'de bunalmamın sebebi daha önceden bilinçakışı yöntemiyle yazılmış bir kitap okumamamdan ileri gelmekteydi. Saatler'i okuduktan sonra kitaba geri döndüm ve bu sefer kitap daha zevkli, okunması kolay bir duruma geldi. Tabii ki kitapta değişen bir şey yoktu, değişen sadece bendim, benim bu yönteme ayak uydurmamdı:) İki kitabı bitirdikten sonra Virginia Woolf hakkında birkaç teze göz gezdirdim, hayat hikayesini okudum. Viktorya Dönemi'nde yaşamış fakat bu dönemi sevmeyen hatta yer yer eleştiren bir yazar olan Woolf'un, edebiyatla haşır neşir olmasını ailesine borçlu olduğunu görmekteyiz. Kızların üniversiteye gidemediği, evde eğitim gördüğü bir dönemde yaşamış olan Woolf'un babasının da edebiyat kökenli olması keza erkek kardeşlerinin de bu yolda ilerlemesi Woolf'un hayatında dönüm noktası olmuş. Eşi de yazar olan Woolf evlendikten sonra eşinin soyadıyla edebiyat dünyasına atılmış ve bu isimle ünlenmiştir.

Mrs. Dalloway adlı kitap 1920'li yıllarda İngiltere'de geçmektedir. Kitabın iki önemli karakterini Clarissa Dalloway ve Septimus Warren Smith oluşturmaktadır. Bu iki karakter aslında Virginia Woolf'un yansımalarını oluşturmaktadır. Özellikle Septimus, Virginia Woolf'un karakterini daha iyi yansıtmaktadır. Kitap aslında Clarissa Dalloway'in bir gününü anlatmaktadır. Fakat geçmişe sürekli geri gidilmektedir. Kitabın asıl ismini Saatler olarak düşünen yazar daha sonra Mrs. Dalloway olarak isimlendirmiştir. Kitapta Big Ben'in her çalışında bir karakterden diğerine geçiş yapılmaktadır. Kitabın finalini aslında sonradan değiştiren yazar ilk düşündüğü kişiye kıyamamış ve Mrs. Dalloway'in değil bir başka karakterin sonunu getirmiştir.


Saatler adlı kitap gerçekten almış olduğu üç ödülü de sonuna kadar hak etmektedir. Kitap üç karakterden oluşmaktadır. Biri Virginia Woolf, diğeri Mrs. Dalloway sonuncusu ise Mrs. Brown'dur. Üç kadının da birbirine baglı olduğu kavşakları, yazar o kadar saglam temeller üzerine kurmuş ki siz bazen geçişleri hissetmeyerek okuyorsunuz. Yazar, Mrs. Dalloway'i anlatırken gunumuze uyarlayarak anlatmış, ayrıca bazı karakterler üzerinde de oynamalara gitmiştir. Kitapta ayrıca Virginia Woolf'un Mrs. Dalloway'i yazma süreci de anlatılmaktadır. İki kitabı  da okumanızı tavsiye ediyorum. Bundan sonra okuyacağım kitap ise Woof'un Deniz Feneri adlı kitabı:) Sevgiyle kalın.


Bellanomisma