5 Kasım 2013 Salı

Son Zamanlarda Okuduklarımdan Seçmeler


Bu aralar farklı koşuşturmalar içerisindeyim. Yoğun geçen günlerin arta kalan vakitlerinde az da olsa kitap okuyabildim. Bunlardan ilki Nefertiti. Michelle Moran'dan okuduğum ikinci kitap. Mesleğim gereği Mısır kültürüyle üniversitede az da olsa haşır neşir olmuştum. Mısır Kraliçeleri arasında en ünlülerden biri olan Nefertiti'nin yaşam öyküsü. kitapta anlatılan dönem, Mısır Tarihinde bir ilk olarak bilinmektedir. Bunun nedeni pagan inancından tek bir tanrıya Ra'ya yani Guneş'e tapınım görülmektedir. Kocası Amenhotep bunun için uğraş içine giriyor ve krallığını Amarna'ya taşıyor. İsmini de Akheneton olarak değiştiriyor. Bu durum toplumun, Mısır krallığına ve kral Akheneton'a karşı düşmanlığın başlamasına da neden oluyor.Nefertiti'nin yaşadığı zorluklar, iktidar hırsı, kendi kanından birinin başa geçirme isteğini de kitap gözler önüne seriyor. Nefertinin ardı ardına gelen doğumları, yaşadığı sıkıntılar, kızlarıyla ilgili yaşamlarına da kitapta yer veriliyor. Bilimsellikten uzakta tarihi roman tadında bir eser bu kitapta okuyanların bir hayli zevk alacağı düşüncesindeyim.


İkinci kitap Oya Baydar'ın "O Muhteşem Hayatınız" isimli kitabı. Geçen ay İdeefix'den sipariş ettiğim kitapların arasında yer almaktaydı. Oya Baydar'ın edebi dilini ve kitaplarını çok severim. Hemen hemen bütün kitaplarını okudum. Okuduğum, bu son kitabında başlangıçta oya baydar tarzından uzaklaşmış diye düşünmüştüm ama kitabın ortalarına gelindiğinde direk vermek istediği sosyal mesajları üstü kapalı olarak vermeye başladıgını gördum ve sonuna kadar kitap bu olayın uzerinde gelişti diyebilirim. Kitabın konusu, ünlü bir opera sanatçısının yaşadıkları, başarı basamakları ve bu basarı basamaklarına çıkarken yaşadığı durumlar ve çektiği acılar anlatılmaktadır. Ömrü boyunca müzikten bir an olsun vazgeçmeyen bir divanın hayatı, ona hayran bir toplayıcıyla karşılaşmasıyla değişiyor. Hayranı, onun resimlerinden, gazete kupurlerinden ve kasetlerinden bir dunya yaratıp, onun ayakları altına sermektedir. Hayatını muhteşem olarak nitelendiren hayranı sayesinde, kendi hayatını sorgulayan bir sanatçıyla yuz yuze kalıyorsunuz. Resimlerde bakan yuz bir insana neyi anlatır. Bir gulumseme hayatındaki acıları silebilir mi ya da karşıdaki insan bir resimle her şeyi anlayabilir mi? bu iki hayatı aslında yazar bir yerde sorguluyor. Mesleği yuzunden yıkılmış bir evlilik ve arkasında bıraktıgı ufak bir kız çocuğu bunun bedelini diva nasıl yaşamış bunlar anlatılıyor. Kitabın ikinci kısmı ise kızı Arya'nın agzından anlatılıyor ve Arya ile birlikte başka bir dunyaya yolculuk başlıyor. Bu yolculuğun adı Dersim. Dersim'i Arya'nın oraya yapmış oldugu yolculuk sayesinde hikayesini öğrenmiş bulunuyoruz. Dersim hakkında bilinmeyenler, yöre halkının hikayeleri, yaşanan olaylar. 38 yılında neler oldu, neler yaşandı bunları da Baydar sayesinde ögrenmeye çalışıyoruz. Kitabın dili ve kurgusu her zamanki gibi guzeldi. Oya Baydar'ın değişik bir dili var. İnsanı kendisine çeken, saran, sarmayalan bir yapısı var. 

Son kitap ise bestseller tarzında. Kristin Hannah'ın Ateşböceği Yolu isimli kitabı. Aslında bu kitabı her yerde görüyordum. Bloglarda sıklıkla rastladım. Hatta internete bu kitabın adını yazdıgınızda bir hayli blog tarafından yorum yapıldığını gördüm. Çok yakın bir arkadaşım da Kış Bahçesi isimli kitabını okudu.. Ondan da yazar hakkında olumlu yorumlar dinledim. Bahsedeceğim kitabın ikincisi de 23 nisanda yurtdışında  çıkmış. Türkiye'de de "Ateşböceği Şarkıları" adında çevrilmiş.Bu kitabı karşıya geçtiğimde cagoğlundaki satış dukkanında bir hayli indirimli olarak aldım.  Kitabı okumaya başladıgımda  çok bilindik konu diye başlamıştım. Bir yandan da merak ediyordum. Kitap 70'li yıllarda başlayan arkadaşlıklarını 2000'li yıllara taşıyan iki arkadaşın yaşam öyküsü. Birbirlerine kardeşten öte bir yakınlık duyan bu iki insanın, yaşadığı acılar, sıkıntılar ve aralarında kopmayan arkadaşlık bağı kitapta özellikle vurgulanıyor. İki farklı hayatın çarpıcı yönleri ele alınıyor. Bir tarafta annesiz bir çocukluk geçiren,göz önünde olmayı seven ve hayat konusunda hep hırsları olan ve en tepeyi çıkmayı hedefleyen Tully ile hayatı daha sıradan ve silik yaşayan mutlu bir ailede buyumuş Kate'nin yaşam öykusu anlatılıyor. Biri mesleğinde zirveye çıkarken arkada bir ailesinin olmamasını yıllar sonra fark etmesi, diğeri ise kariyerini bir kenara bırakıp evlenip çoluk çocuga karışmış Kate'nin yaşadıkları. Hangi hayat daha muhteşem, Hangi hayat daha yıpratıcı bu sorular aslında soruluyor. 70'li yıllardan 2000'li yıllar arasındaki dönemde dunyada neler olup bitmiş perde arkasında dipnot olarak kitapta anlatılıyor. Seattle, Newyork, Bainbridge adası arasında geçen olaylar örgusunu bir çırpıda okuyabiliyorsunuz. Şimdi ise Fransız Teğmenin Karısı'nı okumaktayım:) Bitsin onunla ilgili bir yazı da ekleyeceğim.


Sevgiler

Bellanomisma