18 Şubat 2012 Cumartesi

Mrs. Dalloway/Virginia Woolf- Saatler/ Michael Cunningham


Merhabalar, bu sefer size iki kitap tanıtacağım. Biri İngiliz Edebiyatı'nın mihenk taşlarından Virginia Woolf'un ünlü kitabı Mrs. Dallıway; diğeri ise çok ödüllü Amerikalı yazar Michael Cunningham'ın kitabı Saatler. Birinci kitabı kitap kulübü için okuduk. Diğerini de ben kendim özel olarak okudum. Mrs. Dalloway ilk başlarda okurken beni yordu, hatta bunaldığım yerleri oldu. Bu nedenle kitabı bir kenara bıraktım ve Saatler adlı kitabı okumaya başladım. Mrs. Dalloway'de bunalmamın sebebi daha önceden bilinçakışı yöntemiyle yazılmış bir kitap okumamamdan ileri gelmekteydi. Saatler'i okuduktan sonra kitaba geri döndüm ve bu sefer kitap daha zevkli, okunması kolay bir duruma geldi. Tabii ki kitapta değişen bir şey yoktu, değişen sadece bendim, benim bu yönteme ayak uydurmamdı:) İki kitabı bitirdikten sonra Virginia Woolf hakkında birkaç teze göz gezdirdim, hayat hikayesini okudum. Viktorya Dönemi'nde yaşamış fakat bu dönemi sevmeyen hatta yer yer eleştiren bir yazar olan Woolf'un, edebiyatla haşır neşir olmasını ailesine borçlu olduğunu görmekteyiz. Kızların üniversiteye gidemediği, evde eğitim gördüğü bir dönemde yaşamış olan Woolf'un babasının da edebiyat kökenli olması keza erkek kardeşlerinin de bu yolda ilerlemesi Woolf'un hayatında dönüm noktası olmuş. Eşi de yazar olan Woolf evlendikten sonra eşinin soyadıyla edebiyat dünyasına atılmış ve bu isimle ünlenmiştir.

Mrs. Dalloway adlı kitap 1920'li yıllarda İngiltere'de geçmektedir. Kitabın iki önemli karakterini Clarissa Dalloway ve Septimus Warren Smith oluşturmaktadır. Bu iki karakter aslında Virginia Woolf'un yansımalarını oluşturmaktadır. Özellikle Septimus, Virginia Woolf'un karakterini daha iyi yansıtmaktadır. Kitap aslında Clarissa Dalloway'in bir gününü anlatmaktadır. Fakat geçmişe sürekli geri gidilmektedir. Kitabın asıl ismini Saatler olarak düşünen yazar daha sonra Mrs. Dalloway olarak isimlendirmiştir. Kitapta Big Ben'in her çalışında bir karakterden diğerine geçiş yapılmaktadır. Kitabın finalini aslında sonradan değiştiren yazar ilk düşündüğü kişiye kıyamamış ve Mrs. Dalloway'in değil bir başka karakterin sonunu getirmiştir.


Saatler adlı kitap gerçekten almış olduğu üç ödülü de sonuna kadar hak etmektedir. Kitap üç karakterden oluşmaktadır. Biri Virginia Woolf, diğeri Mrs. Dalloway sonuncusu ise Mrs. Brown'dur. Üç kadının da birbirine baglı olduğu kavşakları, yazar o kadar saglam temeller üzerine kurmuş ki siz bazen geçişleri hissetmeyerek okuyorsunuz. Yazar, Mrs. Dalloway'i anlatırken gunumuze uyarlayarak anlatmış, ayrıca bazı karakterler üzerinde de oynamalara gitmiştir. Kitapta ayrıca Virginia Woolf'un Mrs. Dalloway'i yazma süreci de anlatılmaktadır. İki kitabı  da okumanızı tavsiye ediyorum. Bundan sonra okuyacağım kitap ise Woof'un Deniz Feneri adlı kitabı:) Sevgiyle kalın.


Bellanomisma

6 yorum:

  1. Aslında yorumlarını yaptığınız kitaplar hakkındaki fikirlerimi yazacaktım. Şu aralar sevdiğim yazarları okumanız ister istemez size bir yakınlık duymamı sağlıyor. Her ne kadar Elif Şafak'a sizin beslediğiniz yoğunlukta duygular beslemesem de, arşivinizdeki diğer yazarların bir çoğu için size yakın fikirler sunabilirim. Çok film yok ama paylaştıklarınız bir ölçüde ilgimi çekmiş ve izlemiş olduğum filmler. Merak ettiğim bir konu; affınıza sığınarak bu "post"un yazılma saati. Eğer görünen saat doğruysa, ya kazıdan gelen alışkanlıkla sabahın köründe kalkmaya devam ediyorsunuz, ki inanın bana 3,5 ay çektiğim o çile benim gibi uyku tembeli bir adam için fazlasıyla zordu, ya da o saate kadar uyumadığınız. Her halükarda sabahın körü merasimi tezahür etmiş:):) Bazen bazı tesadüfler umulmadık yerlerde çıkıyor karşısına insanın... İyi okumalar...
    İyi sabahın körü eğlenceleri...:)
    Sevgiyle, saygıyla...
    Ömür...

    YanıtlaSil
  2. Merhaba, sanırım sizde arkeologsunuz. Evet, sabah kalkmaları biraz işkence olur, bilirim. Bu aralar çok fazla film izleyemiyorum ve eskisi kadar çok kitap okuyamıyorum. Bunun nedeni tezimle ilgilenmem. Saatte bir yanlışlık var. Aslında 19.00'da yazmıştım ama buraya sabah 7 gibi yansımış, Ama evet şu an yazdıgım saat sabaha yakın. Çünkü tezimle ugraşıyorum. Elif Şafağı severim hatta Favori yazarlarımın başında geliyor. Edebi dilini çok seviyorum ki artık yeni kitaplarında aynı tadı alamasam da yine de kalemini seviyorum.
    Bellanomisma

    YanıtlaSil
  3. Arkeolog olduğumu söyleyemem ama Arkeoloji eğitimi aldığım doğru. Umarım biran önce bitirirsiniz de tezinizi doktoraya başlarsınız. Gece benim için önemli. Üniversitenin ilk yılları boyunca yaşadığım bu küçük kentte geceleri sabaha doğru sokaklara atardım kendimi ve ışığı açık evlere bakar sevinirdim. O saatte uyumamış birilerini bulmak beni mutlu ederdi. Gece-Sabah seanslarını severim anlayacağınız. Elif Şafak hakkında birşeyler yazmak istemiyorum çünkü sizi üzmek istemem ben de size Hasan Ali Toptaş önereyim de ödeşelim. "Uykuların Doğusu", "Gölgesizler"(okuduktan sonra filmi de izlenebilir) "Kayıp Hayaller Kitabı" en sevdiklerimdir. Bandırmada Kırmızı Kafede bira içip denizin kokusunu içinize çekerkenki heyecanla...
    Sevgiyle, saygıyla...

    YanıtlaSil
  4. Merhaba, arkeolog değilsiniz ama bu eğitimi alıyorsunuz. Tam olarak mesleğiniz ne? Hasan Ali Toptaş'ı severim. Gölgesizler'i okumuştum. Ama üzerinden bayaga zaman geçti. İyi dilekleriniz için tesekkür ederim. Saygılarımla

    YanıtlaSil
  5. Henüz profesyonel anlamda bir iş yapmıyorum, para kazanmak için ara ara çalışıyorum ama asıl yapmak istediğim şey sahaf dükkanı açmak. Sanırım kısa sürede de açacağım. Bandırmada vardı bir abi, ara sıra gider ona yoldaşlık ederdim.
    "Kar neden yağar?"
    Gölgesizler için...
    Saygıyla, Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  6. Ben sadece ne eğitimi aldınız, Onu merak etmiştim. Anlıyorum. Saygılar

    YanıtlaSil