23 Ocak 2013 Çarşamba

Jane Austen Hayatımı Mahvetti /Beth Pattillo


Bu kitabı geçen ay bitirdim ama bir türlü buraya yazamadım. Bu aralar nedense popüler tarzda ya da sadece kafamı dağıtacak, edebi anlamda çok fazla derinliği olmayan kitaplarla vaktimi geçiriyorum. Bu kitap uzun zamandır aklımda, fakat bir türlü alıp okuyamıyordum. Pegasus Yayınlarının birkaç kitabını bu şekilde gözüme kestirdim. Sırada Filozuf'un Çırağı adlı kitap var ama ne zaman satın alırım ve ne zaman okurum tanrı bilir:) 

Jane Austen, lise yıllarımda hayatıma girmiş ve beni kendisiyle zehirlemiş ve panzehirini bir türlü bulamadığım hastalık gibi yakama yapışmıştır. Kitaplarındaki erkek kararkterlerin asillikleri, gururlu halleri ve takdire şayan kibarlıkları içime işlemiştir. Lise yıllarım bu charming hayalleriyle heba oldu. Belki de önüme çıkan fırsatları hep bu nedenden tepmek durumunda kaldım ve belki mükemmel bir aşkın kıyısından yine bu hayaller yüzünden döndüm. Bu yüzden bazı pişmanlıklarım yok değil. Şimdi geçmişe dönüp baktığımda gerçekten 19. yüzyıldan kalma gururlu ama sevdiği için her şeyi yapacak mağrur bir prensin Pemberley'den kalkıp beni bulmaya geleceğini ve beni bulacağını mı sanıyordum.:)) Fakat  belli bir süreden sonra, gerçek dünya denilen olgunun ne yazık ki öyle olmadığını geç de olsa anlamış bulunmaktayım. Charming ölmüş de ağlayanımız yok hesabı:)) Mr. Darcy hayallerim de yıllar önce okyanusların derin sularına gömüldü zaten. Aslında, Jane Austen'ın hiç evlenmediğini de hesaba katarsak yazmış olduğu kitaptaki karakterlerin o dönemde bile olmadığını hepsinin Jane Austen'ın hayal ettiğini düşünmekteyim arada sırada. Hayır yanlışım varsa beni düzeltin:)) Bu kitap aslında benim de Jane Austen'a neden bu kadar bağlı olduğumu da sorgulamaya itti:))

Kitabı okurken çok eğlendim. Konusuna gelince bir üniversitede ingiliz edebiyatı ve jane austen üzerine çalışan Emma'nın kocasını asistanıyla yakalaması ve okulla bağının kesilmesinin ardından İngiltereye Jane Austen'a hayatını mahvettiği için hesap sormaya gelmesiyle başlar. Kitapta Jane Austen ile bilgileri okurken çok eğlendim. Jane Austen kitaplarındaki gibi balolara gitmeyi ve dans etmeyi çok severmiş. O dönemde kızların ileri tahsil yapmalarına izin verilmemesine rağmen Jane'nin kitaplarla ömür geçirmesi ve bunu yazarlığa dökmesi gerçekten çok muhteşem bir durum diye düşünüyorum. Kız kardeşiyle olan yakın ilişkisi hemen hemen her kitapta kendisini hissetirmiş olduğunu birçoğumuz bilir. Aşk ve Gurur'da Jane ve Elizabeth, Akıl ve Tutku'da Marianne ve Elinor gibi. Emma çıkmış olduğu bu yolculukta yıllardır yakınında olan ona her daim destek olan arkadaşı Adam ile  ilişkilerini sorgulamaya  ve Jane Austen'a bağlı gizli bir derneğin de istedikleri işleri bir taraftan yürütmeye başlar. Gizli dernekle kurmuş olduğu  bu iletişimden sonra hem Jane Austen'ı küllerinden yeniden doğmasına izin verir hem de kendini ve çevresini daha iyi gözlemlemeye başlar. Jane Austen'ın kitaplarında geçen mekanlara yolculuk eder ve orada hangi duyguyla bunları yazdığını düşünmeye başlar. Kitap da özellikle Mr. Darcy, Mr.Willoughby, Mr. Knightly karakterleri üzerinde yoğunlaştığını görmekteyiz.  Kısacası, kitabı okurken çok eğlendim. Jane Austen'ın hemen hemen bütün kitaplarını okumuş kişilerin okumasını tavsiye ederim. Çok zevk alacağınıza eminim. İyi okumalar.

Sevgiler:)

3 yorum:

  1. ben sana diyorum, romantizmin fazlası zarar. jane austen'ın da bence beyninin devreleri yanmış. öyle bir erkek yok, olsa dünya üzerindeki kadınlardan bir tanesi en azından bulmuş olurdu o erkeği. idealleştirmiş o kafasında adamı. yazar haklı:)=

    YanıtlaSil
  2. Liebster Blog Award'a seni aday gösterdim. :) http://buyuluayrac.blogspot.com/2013/01/liebster-blog-award.html#more

    YanıtlaSil
  3. Sezencim haklısın:) berfincim çok tesekkür ederim ben de en kısa zamanda bu mim etkinliğine katılacağım:)

    YanıtlaSil