18 Ağustos 2012 Cumartesi

Küçük Kara Balık / Samed Behrengi


Merhabalar, bu aralar birçok yerde bu küçük masal kitabına rastlıyorum. Geçenlerde nette İknur Özdemir'in çevirmiş olduğu kitapları inceliyordum. İknur Özdemir bildiğiniz üzere muhteşem bir çevirmendir ve Onun çevirdiği kitapları okumanın hazzı farklıdır. Çevirmiş olduğu kitaplar arasında Samed Behrengi'nin Küçük Kara Balık adlı kitabı da bulunmaktaydı. Geçen ay bu kitabı sipariş ettim ve yarım saat içinde okudum. Çok sevdim. Evet aslında bu bir masal kitabı ama içinde verdiği mesajlar çok güzeldi. Çocuk masallarının esas amacı zaten bu değil midir? Geleceğe dair çocukların doğru kararlar almasında yol gösterir. Çocukken bu kitabı neden okumamışım anlamadım:) Dünya klasiklerinin küçük versiyonlarını okurken bunu da araya sıkıştırabilirmişim. Sevgili arkadaşım sezen küçükken yazarın kitaplarını okuyan sanslı kişilerden biri. Hemen hemen bütün kitapları mevcut:) 

Kitabın konusuna gelince, küçük bir derede yaşayan küçük kara balık, diğer balıklardan farklı olarak denizlerde yaşamak istemekte ve bu düşüncesi nedeniyle diğer balıklar tarafından dışlanmaktadır. Diğer balıkların anneleri, çocuklarını düşünceleriyle zehirleyeceklerinden korktuklarından dolayı küçük kara balıkla konuşmalarını istemezler. Fakat Küçük kara balık her şeyi göze alarak yollara düşer. İnandığı yolda yürümekten vazgeçmez. Geride annesi ve arkadaşlarını bırakmıştır. Ama O, Onlardan farklı düşünmekte ve yılmadan bu istediğini yerine getirmek istemektedir.Yolda başına bir sürü şey gelse bile yine de yılmaz. Çünkü o küçük bir derede ömrünü tüketmektense, denizlere, okyanuslara dökülmek ve orada yaşamak istemektedir. Yolda yeni canlılarla, balıklarla tanışır. Onlarda yaptığı şeyin hayal olduğunu ve yanlış yolda olduğunu ve bu sevdadan vazgeçmesini önerirler ama küçük bir balık bile olsa yine de yılmaz yoluna devam eder. Masalın sonu istediğim gibi bitmese de, şu küçücük masalda toplumdaki durumumuzu ne kadar benzediğini fark ettim. Diğerlerinden farklı düşünsek ya da farklı şeyler yapsak hemen eleştiri yagmuruna tutuluruz. Hevesimiz kaçar, çoğu zamanda vazgeçeriz. Aslında sindirilen bizler, kendi kararlarımız  ya da yaptıgımız işler yüzünden bazen toplumda dalga konusu olur ya da çocuk olmakla nitelendiriliz.  O ne der, bu ne der diyerek yaşadığımız şu hayatta, kendi isteklerimiz, planlarımız hep ikinci planda kalır. Sanırım dışlanmaktan korktuğumuz için. Elalem ne der? :)) Bence küçük kara balık gibi yapıp kim ne derse desin inandığımız işleri yapmaları, düşüncelerimizin peşinden gitmeliyiz. Aslında bu zamana kadar elalem ne der diye yaşamadım ama şu ne düşünür benim hakkımda diye dediğimde çok oldu itiraf ediyorum. İnsanlar zaten bizim hakkımızda konuşmak isterlerse mükemmel olmamız ya da hatasız kul olmamız bir şeyi ifade etmiyor. O yüzden Sting'in söylediği gibi;  Be yourself no matter what they say:)


4 yorum:

  1. merhaba .adim morteza .tahran da yasiyorum .ara sira bloginizi okuyorum.iranli bir yazardan bu sefer bahsettiginiz den cok mutlu oldum .maalesef bizim ulkede va sanirim sizin ulkenizde bile cok batili yazarlarin kitaplari cevrilir . mesela tur yazarlarindan sadece 3 ya 4 tanesinin bazi kitaplari farscaya cevrilmis.turk edebiyatinin iyi kitaplarini bana tanitabilirmisin lutfen

    YanıtlaSil
  2. Merhaba, Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın kitaplarını okuyabilirsiniz siz şimdiye kadar hangilerini okudunuz.

    YanıtlaSil