30 Haziran 2010 Çarşamba

Ağlasun- Burdur

2008 Yılı 2 ay boyunca Burdur’un Ağlasun ilçesinde kaldım. Ağlasun deyince, aklıma sıcacık insanları, mis gibi kokan pideleri, tadına doyulmaz buz gibi suyu, Pisidia’nın yüce kenti Sagalassos’u, temiz havasını, şirin pazarını, dalından taze kopmuş meyvalarını, yol kenarında durup yediğimiz böğürtlenleri ve 25 kuruşa içtiğimiz çayları hatırlıyorum. Bunun dışında benim için yeri çok ayrı olan iki dost kazandırdı. Nesrin ve Serkan.

İki ay boyunca Sagalassos Antik kentinde çalıştım. 1500 metrede çalışmak çok güzel bir duygu olsa gerek. Resmen dağın başında çalışıyorduk. Ama, oranın manzarası her şeye değiyordu. En güzel yanı ise Güney’in kavurucu sıcağı , yüksekte olduğumuz için bizi çok vurmuyordu. En çok Perge ve Side’de çalışanlara acıyorduk. Burdur insanı çok sıcak kanlı, hemen sizinle dostluk kurabiliyorlar. Annem’de Antalyalı olduğu için Akdeniz insanın bu sıcaklığı ve şivesi bana hiçç yabancı gelmedi. Kendilerine özgü şivelerine bende hemen ayak uydurdum. Kazı’nın en sevdiğim yönü de bu. Halkın içine karışmak, onlardan biri olmak

(Hellenistik Çeşme)

Görmüş olduğunuz çeşme, Hellenistik Dönem’e tarihlenmektedir. Sagalassos kazısının en güzel yanı; eski yapıları günümüze kazandırıp, işlevselliğini sağlamak. Bu çeşme şu an kullanılmakta ve biz kazı boyunca arazide, suyumuzu buradan temin ettik. Yanılmıyorsam bu yılda üst agora’da Antoninler çesmesi kullanılmaya başlandı. Kentte muazzam bir su tesisatı var. Sagalassos’lular dağdan gelen suyu kentin her yerine muhteşem bir şekilde yaymışlar. Bazen bizim bile şaşırdığımız zamanlar oldu. Arazi engebeli olması belki işi kolaylaştırmışta olabilir. Ama yine de bir mühendislik harikası denilebilir.

Ağlasun’da akşamları arkadaşlarla birlikte merkezdeki çay bahçesine inip, çayımızı içer ve sohbet ederdik. Orada içtiğim çayın tadını bir başka yerde bulamadım. Belki de sohbetin güzelliği, çayının güzelliğine karışıp ortaya leziz bir tat bıraktığındandır belki kim bilir:) Ağlasun’da en çok özlediğim şey ise kuşbaşı kaşarlı pideleri:)) Hem çok ucuz, hem inanılmaz güzel, bu iki şeyi büyük şehirde imkansız yiyemezsiniz. Su ve salata da ikramları:)) Bazen Serkan ve Nesrin’le Ağlasun ile sohbet ettiğimizde oranın pidelerini anar dururuz. En çokta ben.:)) Bu yıl Serkan, yine Sagalassos yolcusu, 2 seneden sonra yeniden gidiyor. Serkann benim içinde boll pide ye, boll boll su iç:)) Yolunuz eğer bir gün Burdur’a düşerse Ağlasun yaylasına uğramadan geçmeyin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder