27 Haziran 2010 Pazar

Birbirimize söylemediğimiz onca şey- Marc Levy


Bu kitabı uzun zamandır, kitapla ilgili dergilerde ve kitapçılarda görüyordum. Sürekli karşıma çıkıyordu. Bende en sonunda bundan üç hafta önce kitabı aldım. Hatta bizim kitap klubune Nisan ayı için, ben bu kitabı önermiştim. Neyse kitaba başladım. Kitabın 23. sayfasından sonra baskı hatasıyla karşılaştım ve koşa koşa gidip Alkım’dan kitabı yenisiyle değiştirdim. Kitabı okumaya devam ettim. Taa ki kızın babasının android olarak geri gelmesine kadar. Kendi kendime, bu kadar övülen kitap bu mu diye açıkcası kızdım. Kitabı kenara fırlattım. Çarşamba günü Sezen ve Uğur’la görüştüğümde, onlara kitabın beklediğim kadar güzel bulmadığımı ve kızın babasının android olduğunu söyledim. Hep birlikte bu duruma güldük ve dalga geçtik. Fakatttt, kitabı bugün tekrar elime aldım. Dedim babası android ya da başka bir şey, en azından sonunda ne olacak onu öğrenim. Bundan başka ne saçmalık olabilirki dedim VEEE kitap biraz önce bitti. İnanılmaz güzelmiş. Kitap aslında o kadar duygusal, o kadar içten, o kadar güzel ki. Buradan kitap klubundeki sevgili arkadaşlarım sizlere sesleniyorum, mutlaka bu kitabı okuyunnnn diyorum:)))

Kitabın konusu; Julia adında genç bir desinatör’ün evleneceği gün, babasının kalp krizi sonucunda Paris’te öldüğünü öğrenmesiyle başlar. Babasının cenaze törenine katılan Julia, ertesi gün evinde büyük bir süpriz bekler. Babası Android olarak 2m büyüklüğündeki bir kutudan ona bakar. Şoka giren Julia, duruma alışmaya ve kabullenmeye başlar. Babasıyla geçireceği tam 6 günü vardır. Altıncı gün babası kendi kendini imha edecektir. Bu arada evliliğini bir süre erteleyen Julia, istemese de babasıyla altı gün geçirmeye karar verir. Bu süre zarfında, Julia, babasıyla geçiremedikleri günlerin, yapamadıkları şeylerin, konuşamadıkları, birbirlerine itiraf edemekleri bir çok şeyi bu altı gün içinde yaparlar. Birbirlerine söyleyemedikleri onca şeyi paylaşırlar, kitap sonlara doğru daha da güzelleşiyor. Aslında görünenin, göründüğü gibi olmadığını, kitabın sonralarına doğru görmekteyiz. Bunun dışında kitap Montreal, New york, Paris ve Berlin arasında gidip gelmektedir. Soğuk savaş yıllarındaki Batı ve Doğu Almanya günlerine ve Berlin duvarının yıkılışına kadar geriye gidip, o günlerin panoramasından da bize parçalar sunmaktadır. Kitabın içeriği aslında göründüğü gibi değil:)) Mutlaka okuyun, çok güzel bir aşk hikayesine de tanıklık etmiş olacaksınız….. Şimdiden iyi okumalar


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder